Medeni İcra Kanunu Madde 169 ve Medeni kanunun Madde 975, İran’da yabancı hükümlerin tanınması için talimat verilmesini sekiz koşula bağlı kılmaktadır. Bu koşullar aşağıda belirtilmiştir;
İlgili ülkenin mahkemesinden verilen bir karar, o ülkenin yasaları, uluslararası anlaşmalar veya sözleşmeler uyarınca İran mahkemelerinin verdiği kararların o ülkede uygulanabilir olması koşuluyla verilmiş olmalıdır.
Yabancı mahkeme kararı, kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olmamalıdır.
Yabancı mahkeme kararının, İran devletinin imzaladığı uluslararası anlaşmalara veya yasalarına aykırı olmaması gerekir.
Verilen hükmün, çıktığı ülkede kesin ve icra edilebilir olması ve yasal bir nedenle geçerliliğini yitirmemiş olması gerekmektedir. Bu madde üç noktayı içermektedir:
a) Yabancı mahkeme kararının mutlaka bir hüküm olması gerekir; bu, geçici tedbirler, ihtiyati tedbirler veya sulh sözleşmelerini kapsamaz. Ancak, 172. madde uyarınca, İran devleti ile ilgili ülke arasında imzalanmış olan anlaşmalara göre farklı bir düzenleme yapılmışsa, örneğin 2009 yılında İran İslam Cumhuriyeti ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında medeni ve ticari konularda adli yardımlaşma anlaşması, bu durumda sulh sözleşmeleri icra edilebilir kabul edilmektedir.
b) Yabancı mahkeme kararının kesin ve icra edilebilir olması gerekir; bu nedenle, yabancı mahkemeden verilen geçici bir kararın icra edilmesi mümkün değildir.
c) Yabancı mahkeme kararının yasal bir nedenle geçerliliğini yitirmemiş olması gerekmektedir. Bu şart doğrultusunda, yabancı mahkeme kararının icra talep edilmesi anında geçerli olması yanında, vergi, idari ve gümrük gibi diğer yargı mercilerinden alınan kararların da icra edilmesi mümkün değildir.
İran mahkemelerinden verilen bir kararın, yabancı mahkeme kararına aykırı olmaması gerekir. Yabancı mahkeme kararı ile İran mahkeme kararı arasındaki çelişkiyi belirlemek için, davanın tarafları, konusu
ve sebebi aynı olmalıdır.
Davanın konusuna ilişkin incelemenin, İran yasaları gereği yalnızca İran mahkemelerine ait olmaması gerekmektedir. Örneğin, 12/2/1371 tarihli ve 581 sayılı İçtihat kararına göre, el konulmuş mallara ilişkin davaların incelemesi, İslam Devrim Mahkemesi’nin yetkisindedir. Bu nedenle, İran’daki el konulmuş mallar hakkında yabancı mahkemelerden verilen kararlar, İran mahkemelerinde icra edilemeyecektir.
Hükmün, İran’da bulunan taşınmazlara ve bunlara ilişkin haklara dair olmaması gerekmektedir. Bu hüküm, taşınmazların mülkiyeti veya taşınmazlar ile ilgili diğer haklar, örneğin, faydalanma hakkı, müdahale ve hak mahrumiyeti gibi durumlar hakkında da geçerlidir. Bu nedenle, burada Medeni Usul hukukunun 12. maddesine ilişkin düzenlemelere uyulması gerekmektedir.
Madde 12 – Medeni Usul Hukuku: Taşınmazlar ile ilgili davalar, mülkiyet, müdahale, hak mahrumiyeti, haksız tasarruf ve buna benzer haklarla ilgili davalar, Taşınmazların bulunduğu yerin mahkemesinde açılır; bu mahkeme, davalı taraf o bölgede ikamet etmese bile geçerlidir.
Hükmün icra talimatı, kararın verildiği ülkenin yetkili makamlarından alınmış olmalıdır. Bu nedenle, ilgili ülkede İran’ın siyasi veya konsolosluk temsilcisinin ya da kararın verildiği ülkenin İran’daki siyasi veya konsolosluk temsilcisinin, yetkili merciden verilen hükmün onayını ve tasdikini sağlaması gerekmektedir.
Yabancı Bir Kararın Tanınması Ve İcrası İçin Başvuru Yapılacak Yer
Yabancı bir kararın tanıma ve tenfizi için başvurunun yapılacağı yetkili mahkeme, Medeni İcra Hukuku’nun 170. maddesine göre, İran’da davalı kişinin ikametgâhının bulunduğu genel hukuk mahkemesidir. Eğer davalının İran’da bir ikametgâhı yoksa o kişinin İran’daki mutad meskeninin genel hukuk mahkemesi yetkilidir. Eğer davalının mutad meskeni veya yeri bilinmiyorsa, yetkili mahkeme Tahran’daki genel hukuk mahkemesidir.
Yabancı Bir Kararın İcra Talimatına İtiraz Etme İmkanı
Yabancı bir kararın icra talebine ilişkin kabul kararı kesin olup, tebliğ edilmez. Ancak, icra talebinin reddine ilişkin karar, itiraz edilebilir ve tebliğ edilir. Medeni İcra Hukuku’nun 175. maddesine göre, itiraz için on günlük bir süre öngörülmüştür. Ayrıca, davalı, icra talimatının Medeni İcra Hukuku’na aykırı olduğunu düşünüyorsa veya kararın 169. maddesinde belirtilen şartlardan birini taşımadığını iddia ediyorsa, icra talimatının iptali için mahkemeye başvurabilir.